Bu yazıda size, ilginizi
çekebileceğini umduğum bir filmi tanıtacağım. Filmin adı “Drakula İstanbul’da.” Yönetmenliğini Mehmet Muhtar'ın üstlendiği
1953 tarihli bu korku filmi, Türkiye’de ve Dünya’da birçok açıdan ilklere
sahiptir. Filmin senaryosu; Bram Stoker'ın “Kazıklı
Voyvoda” romanından Ali Rıza Seyfi tarafından uyarlanmıştır. Filme çok küçük
ve kısıtlı bir bütçe ayrılmasına rağmen 1953 teknolojisine göre oldukça ustaca
çekilmiştir.
Bu filmi dünya sinemasında önemli
yapan ise: Drakula rolünü üstlenen usta oyuncu Atıf
Kaptan’ın dünya sinemasında uzun ve keskin köpek dişleri gözüken ilk vampir
olmasıdır. Dünyada daha önce çevrilmiş olan vampir filmlerinde vampirlerin sivri köpek dişleri bulunmamaktaydı, ancak bu filmden sonra Hollywood sineması
vampirlere köpek dişi takmayı akıl edebilmiştir.
Değeri çok sonraları anlaşılan bu
eser, ABD’de düzenlenen korku filmleri festivalinde ayakta alkışlanmıştır.
Ayrıca film, orijinal romanı bire bir taklit etmek yerine özgün bir yorumla sinemaya
aktarıldığından diğer vampir filmlerine göre ayrıcalıklı bir konuma sahip
olmuştur.
Film görsel efektleriyle olmasa da, muhteşem dış çekimleri ve 1953 İstanbul şehir manzaralarıyla bu açığını kapatmaktadır.
Film görsel efektleriyle olmasa da, muhteşem dış çekimleri ve 1953 İstanbul şehir manzaralarıyla bu açığını kapatmaktadır.
Filmin konusunun baş kısmını biraz özetleyeyim. (Açık renkle yazılan kısım spoiler içerir)
Filmin başkahramanı olan Azmi
(Bülent Oran), İstanbul’da yaşayan bir avukattır. Romanya’da yaşamakta
olan Drakula isimli şahsın avukatlığını üstlenen Azmi, bunun için tren ile
Romanya’ya gider. (Henüz Drakula'nın vampir olduğunu bilmemektedir)
Trenden iner inmez Romanya’da önceden kendisine Drakula
tarafından yer ayırtılan Bistriç Oteli'ne giden Azmi, orada
Drakula’dan bir mektup alır. Mektupta, Azmi'ye kendisini şatosuna götürecek olan arabanın buluşma yeri ve saati (gece yarısı 02:00) tarif etmiştir. Ancak başta otel
sahibi karı-koca olmak üzere, kasabadaki hiç kimse, Drakula’nın arazisine gitmek
istememektedir. Ayrıca herkes ısrarla Drakula hakkında konuşmaktan
kaçınmaktadır. Bu durum Azmi’yi kuşkulandırmaktadır.
Otel sahibi adam bir şoför bulmak üzere dışarı çıkar. Bu arada kocasının uzaklaşmasını fırsat bilen kadın, bu günün 14 Aralık olduğunu ve bu gece saat 12'de bütün uğursuz mahluklar, kötü ruhların ve hortlakların serbest kalacağını söyler, işte bu yüzden kimsenin Drakula’nın arazisine girmek istemediğini, burada kötü mahlûkların ve ruhların cirit attığını, hatta oğlunun da geçen sene söz dinlemeyip burada öldürüldüğünden bahseder. Bu sırada kadının kocası yanında şoför ile döner. Yüksek bir ücret ve bahşiş ile kasabanın tek otomobil sahibi olan bir şoför, Azmi’yi buluşma yerine kadar götürmeyi kabul eder. Azmi'yi şatonun yakınlarında bir yer olan buluşma yerine götürüp hemen geri döner.
Otel sahibi adam bir şoför bulmak üzere dışarı çıkar. Bu arada kocasının uzaklaşmasını fırsat bilen kadın, bu günün 14 Aralık olduğunu ve bu gece saat 12'de bütün uğursuz mahluklar, kötü ruhların ve hortlakların serbest kalacağını söyler, işte bu yüzden kimsenin Drakula’nın arazisine girmek istemediğini, burada kötü mahlûkların ve ruhların cirit attığını, hatta oğlunun da geçen sene söz dinlemeyip burada öldürüldüğünden bahseder. Bu sırada kadının kocası yanında şoför ile döner. Yüksek bir ücret ve bahşiş ile kasabanın tek otomobil sahibi olan bir şoför, Azmi’yi buluşma yerine kadar götürmeyi kabul eder. Azmi'yi şatonun yakınlarında bir yer olan buluşma yerine götürüp hemen geri döner.
Azmi'yi buradan bir at arabasıyla Drakula'nın uşağı alır. Drakula'nın şatosuna
varıldığında kapıyı bizzat Kont Drakula (Atıf Kaptan) açar. Azmiyi içeri davet eder ve saatin geç olduğunu şatoda şu an hiç bir yardımcısının bulunmadığını bu yüzden kendisine bizzat yardımcı olacağını söyler, üzerini değiştirip rahat bir şeyler giydikten sonra sonra yemeğe inmesi ister.
Azmi yemek salonuna indiğinde Drakula onu salonda beklemektedir kendisinin yemekte Azmi’ye refakat edemeyeceğini, çünkü daha önceden yemeğini yediğini söyler. Azmi Drakula'ya kasabadaki insanların neden bu araziye gelmek istemediklerini sorar. Drakula kendisinin III. Vlad (Kazıklı Voyvoda) soyundan geldiğini, bu yüzden de halkın kendisini, atası olan III. Vlad gibi zalim sandığını söyler. Ancak kendisi hakkında çok yanıldıklarını ve bunu kendisinin de göreceğini ifade eder.
Azmi yemek salonuna indiğinde Drakula onu salonda beklemektedir kendisinin yemekte Azmi’ye refakat edemeyeceğini, çünkü daha önceden yemeğini yediğini söyler. Azmi Drakula'ya kasabadaki insanların neden bu araziye gelmek istemediklerini sorar. Drakula kendisinin III. Vlad (Kazıklı Voyvoda) soyundan geldiğini, bu yüzden de halkın kendisini, atası olan III. Vlad gibi zalim sandığını söyler. Ancak kendisi hakkında çok yanıldıklarını ve bunu kendisinin de göreceğini ifade eder.
Drakula
İstanbul’da kendisine birkaç köşk almak istemektedir ve bununla ilgili hukuki
işlemlerin Avukat Azmi tarafından yapılmasını talep etmektedir. Bu arada
Romanya’da posta hizmetlerinin çok kötü olduğunu mektupların normalden 10 gün
kadar gecikmeli gittiğini bu yüzden Azmi’ye İstanbul’daki ailesine geçmiş
tarihli üç mektup atmasını söyler. Azmi bu durumdan şüphelenir.
Daha sonra Drakula ile konuştuğu bir sırada yanlışlıkla eline kalemi
batar ve eli kanamaya başlar bunu gören Kont Drakula Azmi'nin kanını içmemek için kendisini
zorlukla tutar.
Kont Drakula, Azmi’ye
kendisinin gün boyunca şatoda olamayacağını (çünkü Azmi bunu henüz bilmese de, Drakula vampir
olduğu için gündüzleri tabut içinde uyumaktadır) ertesi akşam görüşeceklerini
söyler, şatoda rahatına bakmasını söyler.
Azmi
şatonun içinde ufak bir keşfe çıkar ve koridorlarda dolaşmaktadır. Ancak kendi odası dışındaki bütün kapılar kilitlidir. Kilitli kapıları açmaya çalışır ancak başaramaz. Aşağı kata indiğinde orada Drakula'nın uşağına
rastlar, uşak Azmi’ye kilitli kapıları açmaya çalışmasının doğru bir davranış olmadığını söyler. Ayrıca koridorlarda yada şatonun başka bir yerinde üzerine uyku
çöktüğünde kesinlikle odasına dönmesi gerektiğini, odası ve kütüphane dışında bir yerde uyuya kalmamasını, zira yanlış
yerde uyuyanların korkulu rüyalar görebileceğini sıkı sıkı tembih eder ve Azmi'ye kütüphanenin anahtarını verir.
Azmi kütüphanede bir Türk profesörü Doktor Naci Eren'in yazdığı Batıl itikatlar, hortlaklar, vampirler ile ilgili Türkçe bir kitap bulur, kitap vampirlerden, güçlerinden ve biçim değiştirme özelliklerinden bahsetmektedir, ancak vampirlerin nasıl öldürüleceği ile ilgili kısımlar kitaptan kopartılmıştır. Bu garip olaylar Azmi'yi iyice kuşkulandırmaktadır.
Azmi kütüphanede bir Türk profesörü Doktor Naci Eren'in yazdığı Batıl itikatlar, hortlaklar, vampirler ile ilgili Türkçe bir kitap bulur, kitap vampirlerden, güçlerinden ve biçim değiştirme özelliklerinden bahsetmektedir, ancak vampirlerin nasıl öldürüleceği ile ilgili kısımlar kitaptan kopartılmıştır. Bu garip olaylar Azmi'yi iyice kuşkulandırmaktadır.
Bunun üzerine Azmi, Drakula'nın olmadığı vakit şatonun gizli kısımlarını araştırmaya başlar ve bir mekanizma ile açılan gizli bir oda bulur.
Filimde heyecan ve sırlı olaylar bundan sonra başlamaktadır. Ancak ben anlatımı burada kesip, size filmin linkini veriyorum. 103 dakika uzunluğunda olan ve Türk sinema klasiklerden sayılan bu filmi aşağıdaki pencereye tıklayıp izleyebilirsiniz.
Filimde heyecan ve sırlı olaylar bundan sonra başlamaktadır. Ancak ben anlatımı burada kesip, size filmin linkini veriyorum. 103 dakika uzunluğunda olan ve Türk sinema klasiklerden sayılan bu filmi aşağıdaki pencereye tıklayıp izleyebilirsiniz.
Film
elbette ki günümüz Hollywood sinemasının teknolojisi ve görüntü efektleri ile
boy ölçüşemez ancak yine de bundan 60 yıl öncesinin teknolojisiyle, sinemamızın
kendi imkânlarıyla çevirdiği güzel bir film ve uyarlamadır. Özellikle 1950-1970
yılları arasında Yeşilçam’da iki tür film çevrilmekteydi bunlar melodram ve komedi filmleriydi. Drakula İstanbul’da filmi korku tarzı filmlerle Türk Sineması’na
bir yenilik getirmiştir.
Film’de kullanılan Türkçe’de zaman zaman dönemin
unsurlarına rastlanmaktadır. Örneğin “Sayın Profesör bu hususta bizi tenvir
ederseniz seviniriz” (Sayın Profesör bu konuda bizi aydınlatırsanız
seviniriz) gibi.
Film’in Künyesi
Yönetmen
|
Mehmet Muhtar
|
Yapımcı
|
Turgut Demirağ
|
Senarist
|
Ümit Deniz, Ali Rıza Seyfi,
Bram Stoker (roman)
|
Oyuncular
|
|
Atıf Kaptan
|
Kont Drakula
|
Annie Ball
|
Güzin Arsoy
|
Bülent Oran
|
Azmi
|
Ayfer Feray
|
Şadan
|
Cahit Irgat
|
Turan
|
Osman Alyanak
|
Doktor Resuhi Bey
|
Ahmet Danyal Topatan
|
Mezarlık Bekçisi
|
Müzik
|
Turgut Demirdağ (fon
müziği), Karlo Kopocelli (orkestra şefi)
|
Görüntü yönetmeni, Kurgu
|
Özen Sermet
|
Stüdyo
|
And Film, Erman Film
(dublajlama)
|
Cinsi /Türü
|
Sinema Filmi / Korku
|
Yapım Yılı
|
1953 Türkiye
|
Vizyona Giriş
|
4 Mart 1953
|
Süre / Dil
|
103 Dakika / Türkçe
|
Diğer Adları
|
Dracula in Istanbul
|
Filmden bazı sahneler
Umarım hoşunuza gider,
Misharo