26 Ağustos 2011 Cuma

Steno - Stenografi


Söylenenleri konuşma hızında yazma sistemine "Stenografi" kısaca "Steno" denir. Sistem kelimeleri değil sesleri basit işaretlerle kaydetme sistemine dayanmaktadır. Bu sisteme ayrıca çok kullanılan kelimeleri ve ekleri küçük bir işaret kullanarak kaydetme sistemini içerir. 

Dünya üzerinde çeşitli steno (Shorthand) teknikleri var İngilizce konuşulan ülkelerde Pitman ve Gregg sistemleri Fransızca konuşulan ülkelerde Prévost-Delaunay stenosu kullanılır.

Türkiye’de ilk stenografi sistemi, “Avram Benaroya” isminde Musevi bir vatandaşımız tarafından, “Duployé” sisteminden esinlenerek hazırlanıp, 1928 yılında uygulanmaya başlanan sistemdir. Sistem bir Fransız stenosu olan Duployé Stenosu’ndan kolay çizilebilen, basit şekilli alfabe işaretlerini, Yine bir başka Fransız stenosu olan Prévost-Delaunay Stenosu’ndan, ek işaretleri, kısaltma ve birleşmezlik kuralları alınarak, Türkçeye uyarlamıştır.

Bu sistem, 1943’de kurulan bir komisyon tarafından geliştirilmeye çalışılmış, “Komisyon Stenosu” adı verilen steno meydana getirilmiştir
Bu sistemde de birbirine yakın fonetik çiftler (BP, DT, KGĞ, SZ, CÇ... gibi) aynı işaretle gösterilmiştir. Yazıya geometrik şekiller egemendir. Köşeler fazladır, yaylar derindir; ünlüler başta, ortada ve sonda değişik şekillerde yazılmaktadır. Meselâ, A harfi kelime başında nokta ile gösterilirken kelime ortasında ufak bir yuvarlakla, kelime sonunda ise yukarı doğru bir kıvrımla gösterilmektedir. Eylem ekleri ayrı, bazı hallerde çift yazılmaktadır.

Okuma ve yazmada büyük zorluk yaratan bu sistemin yerine 1956-1959 yıllarında yeni bir sistem oluşturmak için. Meslek dersleri öğretmenlerinden oluşan (1956 yılında 23, 1957’de 20, 1958’de 19 ve 1959’da 6 kişilik) komisyonlarda incelemeler yapılmıştır. Her yıl bir önceki yılın uygulamaları gözden geçirilmiş ve 1959 yılındaki son komisyon (Sevim Ergör(Ünlü), Muzaffer Okutkan, Melahat Oral, Muzaffer Parlar, Seher Turanlı (Özdoğan), İhsan Sıtkı Yener ve Amerikalı Eğitim müşaviri Dr. Anthony R. Lanza sisteme son şeklini vermiştir.  Sistem “Yeni Metod Stenografi” adlı kitap Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu yayınları arasından çıkmıştır.
Bu stenografi sisteminde de geometrik şekiller egemendir. Çünkü kökeni daha önceki sistemdir. Ancak eski sistemin aksayan birçok yönü düzeltilmiştir.
1945’de stenomuza Pitman sistemi ile giren kalınlaştırma ve küçültme kaldırılmış bu sayede okuma ve yazma kolaylaştırılmıştır. Satırın üzerinde yazma durumu giderilmiştir. Bir harfin başta, ortada ve sonda ayrı ayrı şekillerde yazılma durumu ortadan kaldırılmıştır. Ancak fonetik çiftler yine tek işaretle gösterilmiştir. Eylem ekleri ve diğer eklerin çoğu ayrı yazıldığı, bazen da çift yazıldığı için bir kelimeyi yazarken el birkaç kez kalkmaktadır.
1980 yılında “Muzaffer Okutkan” tarafından Gregg Stenosu’dan esinlenerek yeni bir sistem oluşturulmuş ve “İmyazım-Yeni Stenografi” adlı kitap yayınlanmıştır.
Bu sistem hazırlanırken Millî Eğitim Bakanlığının, Planlama Araştırma ve Koordinasyon Dairesi’ne bilgisayar sistemiyle yaptırdığı bir araştırmadan da yararlanılmıştır. Bu araştırma ile kelimelerin (köklerin, tabanların, eklerin), harflerin geçiş sayıları ve oranları bulunmuştur. Bunun için, yaşayan dille ilgili olmasını sağlamak bakımından, gazete yazılarından oluşan 200.000 kelime bilgisayara alınmıştır.

Bu sistemde, Amerikan Gregg Stenosundan esinlenildiği için, geometrik şekiller, köşeler, derin kavisler ortadan kalkmış ve sisteme el yazısının elipse dayalı hareketleri egemen olmuş; böylece akıcı olarak yazma imkânı doğmuştur. Eski sistemlerdeki, köşelerin yarattığı tutuk yazma durumu ortadan kaldırılmıştır.
Harflerin çoğu ayrı bir işaretle gösterilmek suretiyle okuma ve yazmada kolaylık sağlanmış; fonetik çiftler ayrı fakat birbirine benzer işaretlerle gösterilmiştir. Eylem ekleri ve diğer eklerin büyük bir çoğunluğu bitişik yazıldığı için, bir kelimeyi yazarken elin kalkması ortadan kaldırılmış ve bu da akıcı yazmaya yardımcı olmuştur. Bu sistemle normal eğitim almış biri dakikada 120 hece yazarken daha iyi bir eğitim ile yazma hızı dakikada 160 hece daha sonra da 200 heceye kadar çıkabilmektedir.

Günümüzde ses kayıt cihazları bulunmuş ve yaygın olarak kullanılıyor olsa da Steno hala TBMM zabıtlarının tutulmasında kullanılan yoldur, çünü ucuzdur, herhangi bir donanıma gereksinim duyulmaksızın sadece kalem kağıt kullanmak yeterlidir. Bu sebeple günümüzde de TBMM'de bulunan steno katipleri konuşulan her şeyi kayda geçirirler. Yine bir çok ülkede mahkemelerde konuşulanlar steno ile kaydedilir.

Steno el ile kalem kullanılarak yazılabildiği gibi, stenotype adı verilen özel bir daktilo ile de yazılabilir.


Stenografi Daktiloları (Stenotype - Stenograf):

Fonetik hece, kelime, cümle ve çeşitli imla işaretlerinden meydana gelen konuşmaları konuşma hızında yazabilen makinelere stenotip (Stenotype), steno daktilosu ya da stenograf denir.


Steno daktilo makineleri, geçmişten günümüze oldukça gelişmiştir. Günümüzde de genellikle iş yerlerinde, mahkeme salonlarında, konferanslarda sessiz olarak çalışması ve dakikada 250 kelime yazılabilmesi sebebiyle tercih edilir. Bu daktilonun toplam yirmi iki harflik özel bir klavyesi bulunmaktadır bunlardan dört çift sessiz harf sol tarafta, beş çift sessiz harf sağ tarafta ve dört sesli harf ise ortadadır. Diğer tuşlar, noktalama işaretleriyle boşluk bırakma içindir.

Stenotip çift elle ve aynı anda birkaç harfe birlikte basılmak suretiyle kullanılabildiği için yazım hızı çok fazladır. Stenotyplerin kayıtları küçük bir kâğıda Latin harfleriyle ancak stenotip kullanmasını bilmeyenlerin kolayca anlayamayacağı özel bir kodlama ile geçirilir. Bu kodlamayı ancak stenotype kullananlar deşifre edebilirler. 

Ancak yeni sistem bilgisayar destekli steno makinelerinde çözümleme işleri, sisteme entegre bir bilgisayar tarafından otomatik olarak yapılmakta, kayıt hem kodlama hem de çözülmüş biçimde yapılmaktadır. Bu türden bir stenotip kaydını hiç steno bilmeyen biri dahi okuyabilir, yazıcıdan çıktı alabilir. 


Yazan:
Misharo


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder