Söylenenleri konuşma hızında yazma sistemine "Stenografi" kısaca "Steno" denir. Sistem kelimeleri değil sesleri basit işaretlerle kaydetme sistemine dayanmaktadır. Bu sisteme ayrıca çok kullanılan kelimeleri ve ekleri küçük bir işaret kullanarak kaydetme sistemini içerir.
Dünya üzerinde çeşitli steno (Shorthand) teknikleri var İngilizce konuşulan ülkelerde Pitman ve Gregg sistemleri Fransızca konuşulan ülkelerde Prévost-Delaunay stenosu kullanılır.
Türkiye’de ilk stenografi sistemi, “Avram Benaroya” isminde Musevi bir
vatandaşımız tarafından, “Duployé”
sisteminden esinlenerek hazırlanıp, 1928 yılında uygulanmaya başlanan
sistemdir. Sistem bir Fransız stenosu olan Duployé
Stenosu’ndan kolay çizilebilen, basit şekilli alfabe işaretlerini, Yine bir
başka Fransız stenosu olan Prévost-Delaunay
Stenosu’ndan, ek işaretleri, kısaltma ve birleşmezlik kuralları alınarak,
Türkçeye uyarlamıştır.
Bu sistem, 1943’de kurulan bir komisyon
tarafından geliştirilmeye çalışılmış, “Komisyon
Stenosu” adı verilen steno meydana getirilmiştir
Bu sistemde de birbirine yakın fonetik çiftler
(BP, DT, KGĞ, SZ, CÇ... gibi) aynı işaretle gösterilmiştir. Yazıya geometrik
şekiller egemendir. Köşeler fazladır, yaylar derindir; ünlüler başta, ortada ve
sonda değişik şekillerde yazılmaktadır. Meselâ, A harfi kelime başında nokta
ile gösterilirken kelime ortasında ufak bir yuvarlakla, kelime sonunda ise
yukarı doğru bir kıvrımla gösterilmektedir. Eylem ekleri ayrı, bazı hallerde
çift yazılmaktadır.
Bu stenografi sisteminde de geometrik şekiller
egemendir. Çünkü kökeni daha önceki sistemdir. Ancak eski sistemin aksayan
birçok yönü düzeltilmiştir.
1945’de stenomuza Pitman sistemi ile giren kalınlaştırma
ve küçültme kaldırılmış bu sayede okuma ve yazma kolaylaştırılmıştır. Satırın
üzerinde yazma durumu giderilmiştir. Bir harfin başta, ortada ve sonda ayrı
ayrı şekillerde yazılma durumu ortadan kaldırılmıştır. Ancak fonetik çiftler
yine tek işaretle gösterilmiştir. Eylem ekleri ve diğer eklerin çoğu ayrı
yazıldığı, bazen da çift yazıldığı için bir kelimeyi yazarken el birkaç kez
kalkmaktadır.
1980 yılında “Muzaffer Okutkan” tarafından Gregg
Stenosu’dan esinlenerek yeni bir sistem oluşturulmuş ve “İmyazım-Yeni Stenografi” adlı kitap yayınlanmıştır.
Bu sistem hazırlanırken Millî Eğitim
Bakanlığının, Planlama Araştırma ve Koordinasyon Dairesi’ne bilgisayar
sistemiyle yaptırdığı bir araştırmadan da yararlanılmıştır. Bu araştırma ile
kelimelerin (köklerin, tabanların, eklerin), harflerin geçiş sayıları ve
oranları bulunmuştur. Bunun için, yaşayan dille ilgili olmasını sağlamak
bakımından, gazete yazılarından oluşan 200.000 kelime bilgisayara alınmıştır.
Bu sistemde, Amerikan Gregg Stenosundan esinlenildiği için, geometrik şekiller, köşeler,
derin kavisler ortadan kalkmış ve sisteme el yazısının elipse dayalı
hareketleri egemen olmuş; böylece akıcı olarak yazma imkânı doğmuştur. Eski
sistemlerdeki, köşelerin yarattığı tutuk yazma durumu ortadan kaldırılmıştır.
Harflerin çoğu ayrı bir işaretle gösterilmek
suretiyle okuma ve yazmada kolaylık sağlanmış; fonetik çiftler ayrı fakat
birbirine benzer işaretlerle gösterilmiştir. Eylem ekleri ve diğer eklerin büyük bir çoğunluğu
bitişik yazıldığı için, bir kelimeyi yazarken elin kalkması ortadan kaldırılmış
ve bu da akıcı yazmaya yardımcı olmuştur. Bu sistemle normal eğitim almış biri dakikada 120 hece yazarken
daha iyi bir eğitim ile yazma hızı dakikada 160 hece daha sonra da 200 heceye
kadar çıkabilmektedir.
Günümüzde ses kayıt cihazları bulunmuş ve yaygın olarak kullanılıyor olsa da Steno hala TBMM zabıtlarının tutulmasında kullanılan yoldur, çünü ucuzdur, herhangi bir donanıma gereksinim duyulmaksızın sadece kalem kağıt kullanmak yeterlidir. Bu sebeple günümüzde de TBMM'de bulunan steno katipleri konuşulan her şeyi kayda geçirirler. Yine bir çok ülkede mahkemelerde konuşulanlar steno ile kaydedilir.
Steno el ile kalem kullanılarak yazılabildiği gibi, stenotype adı verilen özel bir daktilo ile de yazılabilir.
Stenografi Daktiloları (Stenotype -
Stenograf):
Fonetik hece, kelime, cümle ve çeşitli imla
işaretlerinden meydana gelen konuşmaları konuşma hızında yazabilen makinelere stenotip
(Stenotype), steno daktilosu ya da stenograf
denir.
Steno daktilo makineleri, geçmişten günümüze oldukça gelişmiştir. Günümüzde de genellikle iş yerlerinde, mahkeme salonlarında, konferanslarda
sessiz olarak çalışması ve dakikada 250 kelime yazılabilmesi sebebiyle tercih
edilir. Bu daktilonun toplam yirmi iki harflik özel bir klavyesi bulunmaktadır bunlardan dört
çift sessiz harf sol tarafta, beş çift sessiz harf sağ tarafta ve dört sesli
harf ise ortadadır. Diğer tuşlar, noktalama işaretleriyle boşluk bırakma
içindir.
Stenotip çift elle ve aynı anda birkaç harfe birlikte basılmak suretiyle kullanılabildiği için yazım hızı çok fazladır. Stenotyplerin
kayıtları küçük bir kâğıda Latin harfleriyle ancak stenotip kullanmasını
bilmeyenlerin kolayca anlayamayacağı özel bir kodlama ile geçirilir. Bu
kodlamayı ancak stenotype kullananlar deşifre edebilirler.
Ancak yeni sistem bilgisayar destekli steno makinelerinde çözümleme işleri, sisteme entegre bir bilgisayar tarafından otomatik olarak yapılmakta, kayıt hem kodlama hem de çözülmüş biçimde yapılmaktadır. Bu türden bir stenotip kaydını hiç steno bilmeyen biri dahi okuyabilir, yazıcıdan çıktı alabilir.
Ancak yeni sistem bilgisayar destekli steno makinelerinde çözümleme işleri, sisteme entegre bir bilgisayar tarafından otomatik olarak yapılmakta, kayıt hem kodlama hem de çözülmüş biçimde yapılmaktadır. Bu türden bir stenotip kaydını hiç steno bilmeyen biri dahi okuyabilir, yazıcıdan çıktı alabilir.
Yazan:
Misharo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder