Maalesef bencil bir millet olduk. Sokakta, toplu taşım araçlarında, apartmanda, ben merkezli yaşıyoruz.
Topluk içinde yaşamak bir takım sorumluluklar ve kuralları beraberinde getirir. Bu kurallar insanların hayatlarını zora sokmak için değil, hayatlarını kolaylaştırmak için düzenlenmişlerdir. Eğer kuralları bu şekilde algılarsak onlara uymak eziyet değil, keyif olur.
Milletimizin (ufak bir kesimi tenzih ediyorum) en kötü alışkanlığı toplu taşım araçlarına binerken göze çarpar. Özellikle metrolarda “Önce inenlere yol veriniz” şeklinde bir anons olmasına rağmen (aslında böyle bir anons bile medeni bir kişi için hakarettir zira bunu belirtmeye zaten gerek yoktur) hemen içeriye doğru hücum ederler. Öyle ya “Lütfen önce inenlere izin verelim” sözü Türkçe’de “Kapılara hücum edip insanların inmesine kesinlikle izin vermeyin” anlamına gelmektedir. Bu bakımdan kapıda mutlaka bir arbede yaşanacaktır.
La Fontaine’in “İki inatçı keçi” masalındaki gibi eğer inenler inmeyi, binenler de binmeyi başarabilirse; 2. raund başlar. Çünkü geleneklerimizde bir taşıt aracına binildiğinde arkaya doğru ilerleme alışkanlığı yoktur. Bu bencil kişilere göre mutlaka kapı yanları tutulmalı, iniş ve binişlere olabildiğince engel olunmalıdır. İnsanların peronda kalması, ya da metroya binememiş olmasının zerre kadar önemi yoktur. Önemli olan kendisinin binmiş olmasıdır. Peronda kalanların işlerine geç kalmaları, ya da öğrencilerse derse geç kalmaları onların kendi problemleridir.
Oturanlar ise 4-5 yaşlarındaki çocuklarını yanlarındaki koltuğa konsolos gibi oturturlar, hatta çoğu zaman oturtmaz çamurlu ayakkabılarıyla koltuğa bastırtarak dışarıyı seyrettirirler. Ayakkabılarıyla evde koltuklara bassa annesinden bir araba sopa yiyecek çocuk, metroda ise annesinden adeta teşvik görür.
İnilecek durağa gelindiğinde metroya binmek isteyenlerin taarruzu başlayacaktır, eğer ineceksiniz, atik davranıp, binmek için size hücum eden kalabalıkta bir gedik açmanız gerekir. Çünkü “Lütfen inenlere müsaade edin” sözü pratikte bir anlam ifade etmeyeceği gibi insanların size nefretle bakmalarına neden olacaktır. Olur da inmeyi başarırsanız, başka bir kuralsızlıkla tanışırsınız.
Merdiven!!!
Ahmet Haşim Merdiven şiirinde “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” demiş. Milletimiz de edebiyata düşkünlüğünden(!) olsa gerek, bunu harfiyen uygularlar. Her konuda acelesi olan milletimiz, merdivenden inip çıkma konusunda hiç aceleci değildir. Özellikle merdiven çıkarken bir yandan da SMS yazmak suretiyle merdiveni bloke etme konusunda oldukça yeteneklidir. Kanımca “Aşkım ben metrodan şimdi indim, şimdi oraya doğru geliyorum” şeklindeki mesajların %90’ı merdivenlerde yazılmaktadır.
Medeni ülkelerde merdivenlerin sağından çıkılır ve sağından inilir, böylece trafik kolaylıkla akar ve insanlar birbirleriyle çarpışmazlar ama pratikte uygulaması olmayan bir kuraldır bu. Ülkemizde “Nerede boşluk bulursan orayı doldur” kuralı geçerli olduğundan (tek istisnası otobüslerdir) insanlar sağdan da iner soldan da.
Yürüyen merdivenlerdeyse tüm Dünya'da geçerli özel bir kural vardır. Bekleme her zaman sağda yapılır sol taraf boş bırakılır. Burası acelesi olanların yürüyerek çıkması içindir ancak bu kural da umursanmaz ve uyarıldığında “Acelesi olan taksiye binsin” şeklinde bencil ve küstahça cevap verilir.
Metrodan inip sokağa çıktığımızda bütün bu keşmekeşin burada bittiğine inanıyorsanız, bu ya bir rüyadır ya da siz çok iyimsersinizdir.
Yazan: Misharo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder