Ülkemizde görülen en kötü
alışkanlıklardan biri de lüzumsuz korna çalma alışkanlığıdır. Kırmızı ışıkta duran
bir araba, yeşil yandığında bir saniye duraksamaya görsün, hemen arkasındaki araçtaki acımasızca kornaya basar, hem de “Bii bip!” diye kısa değil, “Daaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaattt!” şeklinde delirtircesine. Bu da yetmiyormuş gibi, korna çalanın
arkasındaki, hatta onun da arkasındaki kornalarına ara vermeksizin basmaya
başlarlar.
Hâlbuki 1-2 saniye beklense öndeki araç zaten gidecektir. Kornaya
basanlar hiçbir zaman çevre evlerde oturanların gürültüden rahatsız
olabileceğini, o evlerde hasta insanların olabileceğini ya da ders çalışmakta
olan bir öğrencinin olabileceğini düşünmezler.
Oysa yine bu korna çalan
kişilere, trafikte en ufak bir duraksama yaptıklarında başkaları korna çaldığında, kıyameti kopartırlar, ya da evlerinde otururken çevrede korna çalanlardan şikayet ederler. İşte bu bencilliğe verilebilecek en büyük örnektir.
Bir başka yanlış korna kullanımı
ise arabayla apartmanın altına gelip 3. hatta 4. kattaki eşini dostunu aşağıdan
korna çalarak çağırmaktır. Cep telefonu açmak, ya da arabadan inip zile basmak
zor geldiğinden gece saat 02:00 hatta 03:00’de bile aşağıdan korna çalarak
insan çağırmak, ilkel insanların tamtamla haberleşme alışkanlıklarının günümüze kadar gelmiş bir uzantısıdır. Hiç kuşku yok ki bu sadece
ilkellik ve bencillik değil aynı zamanda da düşüncesizliktir.
Yurt dışında ise korna çalınmasına çok nadir rastlanır. Trafik
tıkandığında arkadaki araçlar korna çalmak yerine torpido gözünden kitaplarını
çıkartıp, trafik açılana kadar okumayı tercih ederler.
Böylece hem stresten uzak dururlar hem de boş kayıp zamanı
kitap okuyarak değerlendirirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder